Bilgi kirliliğinin ve dezenformasyonun yaygın olduğu bir çağda yaşadığımızdan kuşku yok. Beşer tarihinde insanlık bu gün olduğu kadar bir bilgi kirliliği yaşamadı. Bu denli bir bilgi kaosuna maruz kalmadı. Dezenformasyonun ve bilgi kirliliğinin bu kadar yoğun yaşandığı bir çağda insanın bilgilenme sürecini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için doğru bir yol takip etmesi gerekiyor. Abur-cubur beslenmek beden sağlığı açısından ne kadar sorunluysa abur-cubur okumak da zihin ve kalp sağlığı açısınan o derece sorunlu. Dahası müslümanlar olarak bizim akidemizin şekillenmesiyle doğrudan alakadar olduğu için bilgilenme yolundaki işaret taşlarının tesbiti çok önemli. İşaret taşları yanlış yerleri gösterdiğinde hem dünyadaki modern seküler labirentlerin arasında yolumuzu kaybedebilir, hem de ahiretimiz güme gidebilir.
Sözgelimi insanları kitleler halinde katleden kimyasal ya da biyolojik kitle imha silahları da esasen bir bilgilenme sürecinin ürünüdür. Modern insan kirlenmiş zihniyle elde ettiği bilgiyi insanı, tabiatı ve tüm canlıları tahrip eden, ekolojik dengenin canına okuyan, insanlığın üzerine kanser püskürten bir silaha ya da teknolojiye dönüştürebiliyor. Öte yandan “modern müslüman” da okumayı/bilgilenmeyi insanların akidelerini ve ahiretlerini tarumar eden bir araca çevirebiliyor. Üstelik böyle üretilen bir bilgiyle mikro-kosmosu şekillenen bireyler sömürülmeye ve zihinleri işgal edilmeye elverişli bir kıvama gelebiliyor.
Böyle bir ortamda bilgilenme yolundaki kilometre taşlarının ehemmiyeti tartışılmaz. Rıhle Kitap, yayınladığı ve tavsiye ettiği neşriyatla doğru yönü gösteren kilometre taşları, yoldaki işaretleri tayin etmeyi hedefliyor.